29 Kasım 2015 Pazar

ATLAR SUSUZ KALINCA...

Korktuğum şey ne biliyor musun?
Kafamın içinde onca gereksiz bilgiyle ölüp gitmek...
Mesela Yuri Gagarin...
Veya her radyoyu açışımda karşıma çıkan saçma sapan şarkının,
Saçma sapan sözleri...
Küçümsemiyorum kimseyi...
Düşünmek istemiyorum sadece...
En azından bir süreliğine...
Boş boş bakmak istiyorum yüzüne hayatın...
Bu gece de zamana bırakıyorum kendimi,
O nasıl olsa eskitir beni.
Ana haberleri izlerken zaplıyorum kanalları,
Özenle hazırlanmış en güzel cinayet görüntüleri.
Gecenin ikisinde ani bir fren sesi...
Bir an duraksıyorum,
Bir çift göz bana bakıyor...
Ne oldu der gibi.
Korkma diyorum, gençliğim şarampole yuvarlandı.
Üzülecek bir şeyler arıyorum kafamın içinde...
Bir pişmanlığın izini sürüyorum.
Kuşkulanıyorum artık kendimden,
Nefes alıp verdiğimden emin olamıyorum...
Gereksiz şiirler yazıp, gereksiz kitaplar okuyorum.
Gereksiz şarkılar dinleyip, gereksiz dertlere yelken açıyorum...
Aslında bu kadar insan da gereksiz bana kalırsa,
Ama kalmaz, biliyorum...
Kalmamalı da zaten.
Geceler biz düşünelim diye bu kadar sessiz ve karanlıktır.
Uyuyalım diye değil.
Çoğumuzun kim olduğumuza dair bir fikri bile yoktur, eminim...
Keşke bu kadar basite indirgeyebilseydim hayatı,
Nasıl becerebiliyorsunuz mesela vicdanlarınızı susturmayı?
Aksi halde atlar da becerebilirdi belki insan olmayı.
Ama atlar tetiğe basamazlar,
Çifte atabilirler sadece.
İşte belki de bu yüzden insan, acıdan ve pişmanlıktan ibaret olmalı.
Atlar sarma sarıp, kep fırlatamazlar havaya,
Veya reçete okuyup, yüze kadar sayamazlar...
Ama insan suya götürüp, susuz getirebilir onları...
Korktuğum şey ne biliyor musun?
Kafamın içinde onca gereksiz bilgiyle tekrar dirilmek...

Yazan: Derin Uyku Adamı
Tarih: 13 Temmuz 2015



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder